Kurtuluş Savaşı, tüm dünyada mazlum milletlerin
emperyalizme karşı başlattığı mücadelelerin simgesi değil mi? Ezilmiş milletler
bu başkaldırıya ellerindeki tüm imkanlarla destek vermemiş miydi? Bulgarlar
bile… Evet, genel olarak ‘gerilim’ hatta ‘kanla’ yazılmış bir ilişkiler
bütününe sahip olduğumuz Bulgarlar da Kurtuluş Savaşı’nda ordularımıza
propaganda desteği sağlamıştı…
Kurtuluş Savaşı’nın ‘Zafer Tacı’, Büyük Taarruz’un 91.
yıldönümündeyiz. Türk halkının yeniden doğduğu o savaş birçok kahramanlık
hikâyesinin yanı sıra birbirinden ilginç gelişmelere de
sahne oldu. İşte bu yazının konusu da o ilginç gelişmelerden biri. Anadolu’da işgalci olarak bulunan Yunan Ordusu’ndaki Bulgar askerlerin durumunu, bu askerler için yayınlanan ‘çağrı’ niteliğindeki bir belge üzerinden irdeleyeceğiz. Bulgaristan, kuruluşundan itibaren tüm politikasını Türk ve Osmanlı düşmanlığı üzerine inşa etti. Bulgar hükümetlerinin önceliği, Osmanlı idaresindeki Trakya, Makedonya ve Batı Trakya gibi bölgeleri idare altına almaktı. İki ülke arasında bu mücadele üstüne kurulu ilişikler 1. Dünya Savaşı ile birlikte şekil değiştirdi. Osmanlı Devleti ve Bulgar Krallığı, İttifak çatısı altında yer alıp, büyük savaş boyunca kader birliği yaptı ve ikisi de savaştan mağlup ayrılarak aynı hazin kaderi paylaştıi.
sahne oldu. İşte bu yazının konusu da o ilginç gelişmelerden biri. Anadolu’da işgalci olarak bulunan Yunan Ordusu’ndaki Bulgar askerlerin durumunu, bu askerler için yayınlanan ‘çağrı’ niteliğindeki bir belge üzerinden irdeleyeceğiz. Bulgaristan, kuruluşundan itibaren tüm politikasını Türk ve Osmanlı düşmanlığı üzerine inşa etti. Bulgar hükümetlerinin önceliği, Osmanlı idaresindeki Trakya, Makedonya ve Batı Trakya gibi bölgeleri idare altına almaktı. İki ülke arasında bu mücadele üstüne kurulu ilişikler 1. Dünya Savaşı ile birlikte şekil değiştirdi. Osmanlı Devleti ve Bulgar Krallığı, İttifak çatısı altında yer alıp, büyük savaş boyunca kader birliği yaptı ve ikisi de savaştan mağlup ayrılarak aynı hazin kaderi paylaştıi.
SOFYA’NIN ÜMİDİ ANADOLU
1. Dünya Savaşı’nda sağlanan yakınlık nedeniyle, savaş
sonrası dönemde iki ülke arasındaki ilişkiler, öncesinde hiç olmadığı ve
sonraki süreçte de hiç ulaşılamayacak kadar pozitif şekilde sürdü. Özellikle
Türk halkının emperyalizmin dayatmalarını kabul etmeyerek başlattığı Milli
Mücadele hareketinin etkisiyle Bulgaristan yöneticilerinin ve Bulgar kamuoyunun
takındığı olumlu tavır, iki ülke arasında dostane ilişkilerin gelişmesine katkı
sağladı. İki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini sadece bu duygusal temalarla
ifade etmeye çalışmak şüphesiz eksik bir yaklaşım… Bu karşılıklı yakınlaşmada
gelişen dostluk havasının yansıra karşılıklı pratik çıkarlar da söz konusuydu.Özellikle Bulgar hükümetlerinin ve yöneticilerin
Anadolu'daki Türkiye Büyük
Millet Meclisi’ne ve Türk Kurtuluş Savaşı’na bakışlarında; Bulgaristan'da Aleksandır Stamboliyski ve BZNS'ninii temelde emperyalizm karşıtı bir görüşe sahip olması ve Bulgaristan'ın Trakya ve özellikle Batı Trakya bölgesi ile ilgili rakibi konumunda bulunan Yunanistan'ın mağlup olması, bu hedeflere ulaşılmasını kolaylaştıracağı düşüncesi gibi somut beklentiler etkiliydi.Bulgar kamuoyunun ilgisi sadece izlemekle sınırlı kalmadı. İmkânlar ölçüsünde ‘rakip’ Yunanistan'a karşı savaşan Türk ordusunu desteklendi. Bulgaristan Hükümeti ve kamuoyu Türk Kurtuluş Savaşı’na farklı şekillerde destek vermeye çalıştı. Bulgarlar bir taraftan Bulgaristan üzerinden Anadolu'ya silah sevkiyatı yapılmasına katkıda bulunurken diğer taraftan da yürüttükleri propaganda faaliyetiyle ile Türk İstiklal savaşına destek sağladı. Bu çerçevede, Bulgar örgütlerinin veya Bulgar gazetecilerin Yunanistan ordusunda görevli Bulgar ve Makedon askerlere yönelik propaganda faaliyetleri hayli önemlidir.
Millet Meclisi’ne ve Türk Kurtuluş Savaşı’na bakışlarında; Bulgaristan'da Aleksandır Stamboliyski ve BZNS'ninii temelde emperyalizm karşıtı bir görüşe sahip olması ve Bulgaristan'ın Trakya ve özellikle Batı Trakya bölgesi ile ilgili rakibi konumunda bulunan Yunanistan'ın mağlup olması, bu hedeflere ulaşılmasını kolaylaştıracağı düşüncesi gibi somut beklentiler etkiliydi.Bulgar kamuoyunun ilgisi sadece izlemekle sınırlı kalmadı. İmkânlar ölçüsünde ‘rakip’ Yunanistan'a karşı savaşan Türk ordusunu desteklendi. Bulgaristan Hükümeti ve kamuoyu Türk Kurtuluş Savaşı’na farklı şekillerde destek vermeye çalıştı. Bulgarlar bir taraftan Bulgaristan üzerinden Anadolu'ya silah sevkiyatı yapılmasına katkıda bulunurken diğer taraftan da yürüttükleri propaganda faaliyetiyle ile Türk İstiklal savaşına destek sağladı. Bu çerçevede, Bulgar örgütlerinin veya Bulgar gazetecilerin Yunanistan ordusunda görevli Bulgar ve Makedon askerlere yönelik propaganda faaliyetleri hayli önemlidir.
Yunan hükümetleri, ‘Megali İdea’yı gerçekleştirmek için
Avrupa’nın da desteği alarak atıldığı Anadolu macerasında çetin bir direnişle
karşılaşınca elindeki askeri imkânlarla bir başarı sağlayamayacağını fark eti
ve kendi kontrolünde olan fakat Yunan olmayan unsurları da
silâhaltına alarak bu açığı kapatma yoluna gitti. Bu amaç doğrultusunda Yunan Hükümeti tarafından Gümülcüne Kısanti (İskeçe), Dedeağaç, Kostur, Voden, Batı Trakya ve Makedonya'nın muhtelif bölgelerinden çok sayıda Bulgar ve Makedon, Yunan ordusunda silâh altına alındı, İzmir, Bursa, Afyon ve Batı Anadolu’nun diğer muhtelif merkezlerinde cepheye sürüldüiii.
silâhaltına alarak bu açığı kapatma yoluna gitti. Bu amaç doğrultusunda Yunan Hükümeti tarafından Gümülcüne Kısanti (İskeçe), Dedeağaç, Kostur, Voden, Batı Trakya ve Makedonya'nın muhtelif bölgelerinden çok sayıda Bulgar ve Makedon, Yunan ordusunda silâh altına alındı, İzmir, Bursa, Afyon ve Batı Anadolu’nun diğer muhtelif merkezlerinde cepheye sürüldüiii.
Yunan ordusunda savaşan Bulgarlar ve Makedonlar, kısa bir
süre önce karşı karşıya savaştıkları düşmanın ordusunda, 1. Dünya Savaşı
döneminde müttefikleri olan komşu bir halka karşı savaşmak zorunda bırakıldı.
Yaşadıkları bu zorluğun yanı sıra Yunan ordusundaki subayların davranışları da
Bulgar askerlerin durumunu güçleştirdi. Yunan subaylarının Bulgar askerlerine
yönelik kötü muameleleri Bulgar basınında geniş yankı uyandırdı. Dönemin önemli
gazetelerinden Novo Vreme Bulgarların sürekli Yunan subayların baskısı altında
olduğunu, Bulgar askerlerin hakarete uğradığını hatta Yunan subaylar tarafından
dövüldüklerini yazdıiv. Bu
gibi durumlar, zaten Yunanlılara karşı hoşnutsuz olan Bulgar askerlerin Yunan
ordusuna karşı olan olumsuz düşüncelerini daha da perçinledi.
VMRO DEVREYE GİRİYOR
Yunanistan ordusundaki Bulgarların karşılaştıkları kötü
durumun yanı sıra Bulgaristan’da politikacıların, yarı sivil yarı askeri
çetelerin ve yayın organlarının yürüttüğü faaliyetler, askerlerin
Yunan ordusu saflarında savaşmaktan vazgeçmelerine ordudan kaçmalarına neden oluyordu. Özellikle Bulgaristan ve Makedonya'da neredeyse hükümet kadar etkinliğe sahip olan VMRO örgütünün (Velika Makedono-Odrinska Revolyutsionna Organizatsiya- Büyük Makedonya-Edirne Devrimci Teşkilatı) gerçekleştirdiği faaliyetler Yunanistan ordusundaki Bulgarlar üzerinde büyük etki yaptı. Örgüt, bu amaçla birçok beyanname yayınlayıp Bulgarları isyan ve firara teşvik etti. Özellikle Makedon-Edirne İhtilal Teşkilatı imzası ile yayınlanan ve dağıtılan beyanname doğrudan Bulgar askerleri hedef alıyor, onlara Yunan ordusuna başkaldırmalarını, Yunan çıkarları için savaşmak yerine kardeş ve dost Türk ordusuna sığınmalarını tavsiye ediyorduv.
Yunan ordusu saflarında savaşmaktan vazgeçmelerine ordudan kaçmalarına neden oluyordu. Özellikle Bulgaristan ve Makedonya'da neredeyse hükümet kadar etkinliğe sahip olan VMRO örgütünün (Velika Makedono-Odrinska Revolyutsionna Organizatsiya- Büyük Makedonya-Edirne Devrimci Teşkilatı) gerçekleştirdiği faaliyetler Yunanistan ordusundaki Bulgarlar üzerinde büyük etki yaptı. Örgüt, bu amaçla birçok beyanname yayınlayıp Bulgarları isyan ve firara teşvik etti. Özellikle Makedon-Edirne İhtilal Teşkilatı imzası ile yayınlanan ve dağıtılan beyanname doğrudan Bulgar askerleri hedef alıyor, onlara Yunan ordusuna başkaldırmalarını, Yunan çıkarları için savaşmak yerine kardeş ve dost Türk ordusuna sığınmalarını tavsiye ediyorduv.
TÜRKLERİN SAFLARINA GEÇİN…
Örgüt yayınladığı bildirinin başında Bulgar askerlere
yönelik olarak, "Öz topraklarını, özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak
için ezeli ortak düşmanımız olan Yunan'a karşı yüce bir savaş yürüten Türk
halkı bizleri ortak hareket etme ve işbirliğine davet etmektedir..."
ifadeleri ile Türk Kurtuluş Savaşı’nın kutsallığını kabul etmişti. Ardından,
"Kötü kaderin gazabı sonucu baba ocaklarından zorla koparılıp öz
topraklarınız Trakya ve Makedonya'nın özgürlüğünü savaşarak kazanmada ortak
çıkarlarınız olan bir halkla savaşmanız için Anadolu'ya sürülen sizler,
silahlarınızı atıp sizleri kardeşçe karşılayacak olan savaşan Türk Ordularının
saflarına geçerek sizlere karşı yapılan zorbalığa tepki vermek
zorundasınız..." sözleriyle de Bulgar askerlerinden, Yunan zorbalığına
karşı çıkmaları istendi.
KARDEŞ GİBİ KARŞILANDILAR
Yine beyannamede yer alan ‘Ortak çıkarlarımız’ ifadesi
de, Bulgar kamuoyunu Anadolu'da ulusal bir kurtuluş savaşı veren Türkler’e
yaklaştırıyordu. Söz konusu bildiride Yunan ordusundan kaçan Bulgarların Türk
ordusu tarafından kardeşçe karşılandığı da özellikle vurgulanıyorduvi.
VMRO örgütü tarafından bu bildirinin ve diğer faktörlerin de etkisi ile Yunan
ordusundan Bulgarların firarları artmış olacak ki, Yunan subaylar Bulgar
esirlerine ve firarilerine Türkler tarafından mezalim yapıldığınıvii
söyleyerek Bulgarların firar etmelerine engel olmaya çalıştılar. Örgüt
yayınladığı beyanname ile bunların tamamen Yunan yalan ve uydurmalarından
ibaret olduğunu bildirdi ve firar eden Bulgarların Türkler tarafından kardeşçe
karşılanacağını duyurduviii.
VMRO örgütü yayınladığı bildiriyi, Bulgar ve Makedon
askerlerine hitap eden, "Ortak yurdumuz, halkımız ve sizin öz çıkarlarınız
adına, bireysel veya toplu olarak kardeşçe duygularla karşılanıp
ağırlanacağınız, Bulgar halkının bugünkü gerçek dostları olan Türk Ordularına
korkusuzca geçmeniz için çağırıda bulunuyoruzix"
ifadeleri ile sonlandırıyordu. Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere Türk ve
Bulgar halklarını ortak çıkarlarının yanı sıra Yunan ordusundaki Bulgarların
kişisel menfaatlerinin de bu doğrultuda hareket etmeleriyle mümkün olabildiğine
işaret edilmişti. Anadolu'da devam eden savaşın Türkler lehine bir seyir
izlemesi, Yunan subaylarının kötü muameleleri ve Bulgar kamuoyunun gerek
Bulgaristan'daki gerekse ülke dışındaki (Makedonya ve Trakya) Bulgarların
üstünde büyük bir etkisi olan VMRO örgütünün çalışmaları ile çok sayıda Bulgar
askeri Yunan askeri birliklerinden firar ederek Türk kuvvetlerine sığındı.
BALÇOVA’DA İSYAN
Yunan ordusundan kaçıp Türklere sığınan Bulgar askerleri
ile ilgili çok sayıda vakaya gerek dönemin diplomatik belgeleri gerekse
gazetelerinde rastlamak mümkün. Ancak bu firar olayları daha ziyade bireysel
veya küçük gruplar halinde gerçekleşti. İzmir'de yaşanan bir firar olayı
diğerlerine nazaran daha büyük nitelik taşıyordu ve basında büyük yankı
uyandırdı. 1921 yılının mayıs ayı içerisinde İzmir-Balçova'daki Yunan askeri
birliklerinde görevli 2 bin 500 Bulgar asker ellerindeki silahlarla birlikte
isyan edip ordudan kaçtı ve bölgedeki ormana sığındıx.
Böylece bir taraftan Yunan ordusunun hareket kabiliyeti yavaşlatıldı, diğer
taraftan da isyan ve firarlarla Yunan askeri birlikleri arasında huzursuzluk ve
güvensizlik ortamı yaratıldı.
Türk milletinin tüm olanaksızlıklara rağmen elindeki son
imkânları tüketme pahasına giriştiği
Ulusal Kurtuluş Savaşı’na Bulgar halkı ve hükümeti de imkânları ölçüsünde destek sağlamaya çalıştı. Şehrengiz’in Ağustos 2010’da yayınlanan 5’inci sayısında ‘Bulgaristan’a Sığınan Bursalı Askerler’ başlığıyla verdiğimiz inceleme yazısında sizlerle paylaştığımız gibi, Bulgaristan’daki esir Türk askerlerine sağlanan kolaylıklar, Anadolu’ya silah sevkiyatında yapılan yardımlar ve Meclis’te Ankara hükümeti lehine yapılan açıklamalar pratik olarak büyük bir yardım diye değerlendirilemese de psikolojik olarak azımsanmayacak bir destek sayılabilir. İşte bu belge, Türk-Bulgar İlişkileri tarihinin karşılıklı en iyi dönemini gösteren küçük bir anekdot olarak son derece değerlidir.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’na Bulgar halkı ve hükümeti de imkânları ölçüsünde destek sağlamaya çalıştı. Şehrengiz’in Ağustos 2010’da yayınlanan 5’inci sayısında ‘Bulgaristan’a Sığınan Bursalı Askerler’ başlığıyla verdiğimiz inceleme yazısında sizlerle paylaştığımız gibi, Bulgaristan’daki esir Türk askerlerine sağlanan kolaylıklar, Anadolu’ya silah sevkiyatında yapılan yardımlar ve Meclis’te Ankara hükümeti lehine yapılan açıklamalar pratik olarak büyük bir yardım diye değerlendirilemese de psikolojik olarak azımsanmayacak bir destek sayılabilir. İşte bu belge, Türk-Bulgar İlişkileri tarihinin karşılıklı en iyi dönemini gösteren küçük bir anekdot olarak son derece değerlidir.
i Birinci Dünya Savaşı sonucunda
Bulgaristan'ın da içersinde bulunduğu İttifak güçleri savaşı kaybetmişlerdir.
Bulgaristan, Savaş sonucunda galipler tarafından İttifak gurubuna dayatılan
genel olarak Versay sistemi olarak adlandırılan anlaşmalar zincirinin bir
halkası olan Neuilly Antlaşmasını (27.11.1919)İmzalamıştır. Osmanlı Devletine
imzalattırılan ancak Meclis tarafından onaylanmadığı için adeta ölü doğmuş olan
Sevr Antlaşması ile benzer özelikler içeren bu antlaşma ile Bulgar halkı
hayatın her alanında kısıtlamalar engellemeler ve yasaklamalar ile yaşamaya
mahkûm edilmiş, Antlaşmanı bazı maddeleri ile tıpkı Sevr Antlaşmasında Türklere
yapılmaya çalışıldığı gibi Bulgar halkı adeta aşağılanmıştır.
ii BZNS. (БЗНС.) Bılgarskiya Zemedelski
Naroden Sıyus Bulgaristan Çiftçi Halk Birliği, Özellikle Birinci Dünya
Savaşından sonra Bulgaristan'ın yönetiminde birinci derecede etkili olmuş
siyasi bir partidir.
iii Stefan Velikov. Kemaliskata
Revolüsiya İ Bılgarskata Obştestvenost (1918 - 1922). Sofya: İzdatelstvo Na
Bılgarskata Akademiya Na Naukite,1966. S.83
Şehrengiz Dergisi'nin 41. sayısında yayınlanmıştır...
BELGENİN
TÜRKÇESİ…
Kardeşler!
Öz
topraklarını, özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak
için ezeli ortak düşmanımız olan Yunan'a karşı yüce bir savaş
yürüten Türk halkı bizleri ortak hareket etme ve işbirliğine
davet etmektedir. Kötü kaderin gazabı sonucu baba ocaklarından
zorla koparılıp öz topraklarınız Trakya ve Makedonya'nın
özgürlüğünü savaşarak kazanmada ortak çıkarlarınız olan
bir halkla savaşmanız için Anadolu'ya sürülen sizler,
silahlarınızı atıp sizleri kardeşçe karşılayacak olan savaşan
Türk ordularının saflarına geçerek sizlere karşı yapılan
zorbalığa tepki vermek zorundasınız.
Bu
güne kadar Yunan ordusundan firar eden veya esir alınan Makedonya
ve Trakya Bulgarları, Türk orduları tarafından kardeş olarak
görülmektedir. Bulgar esirlerine ve firar edenlere yapılan sözde
Türk mezalimi hakkında Yunan subayların sizlere anlattıkları
tamamıyla Yunan yalanı ve uydurmadır.
Ortak
yurdumuz, halkımız ve sizin özel çıkarlarınız adına, bireysel
veya toplu olarak kardeşçe duygularla karşılanıp ağırlanacağınız
Bulgar halkının bugünkü gerçek dostları olan Türk ordularına
korkusuzca geçmeniz için çağrıda bulunuyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder